Değerli Meslektaşlarım,
Meslek örgütleri, temel olarak, belli bir mesleği icra edenlerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak ve ortak çıkarlarını korumaya yönelik etkinlikleri gerçekleştirmek üzere kurulan ve çeşitli işlevleri bulunan organizasyonlardır.
Bilindiği üzere, Türkiye’de ilgili kanunlarla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu niteliği tanınmak suretiyle Anayasanın 135 inci maddesi kapsamına alınan 18 meslek grubu bulunmaktadır.
Bunlardan biri de meslek odalarımızın çatı kuruluşu TÜRMOB’dur. Örgütümüz, Anayasamızda “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Örgütü” olarak tanımlanmıştır. Kamu tüzelkişi statüsünde olup, aynı zamanda mesleki bir STK’dır.
Değerli meslektaşlarım,
Mesleki bir STK olmanın vazgeçilmez gereklerinden biri “meslek ve meslektaş odaklı” olmaktır. Zira mesleki bir STK, her eylem ve işleminde üye meslektaşlarının hak ve menfaatini korumalı ve hatta geliştirmeyi öncelemelidir.
Meslek örgütümüz kamu kurumu olma niteliğini benimsemiş, buna karşılık bir meslek örgütü olmanın gereğini ne yazık ki yerine getirememiştir.
Meslektaşlarımız bu güne kadar Hazine ile mükellef arasında köprü görevi görmüştür. Bu çerçevede mevzuatta yapılan her değişiklik, meslektaşlarımız tarafından uygulanan angaryalara dönüşmüştür.
Meslek örgütü olma misyonu o kadar unutulmuştur ki, meslekteki tüm gelişmelerde meslektaş hep veren, iş yükü artan, ricacı olan tarafta, kamu bürokrasi ise hep isteyen tarafta kalmıştır. Yoksa otuz yılda bir arpa boyu yol alamamanın, meslek ve meslektaş adına kazanımlar elde edememenin başka türlü izahı olamaz.
Özetle; Meslek örgütlerimiz, Devlet teşkilatına dâhil ve kamusal nitelikli olmanın konforunu, mesleki sivil toplum kuruluşu olmanın özerkliğine tercih etmişlerdir.
Değerli meslektaşlarım,
Bize göre meslek örgütümüz; gücünü meslektaşından, meslektaşın ürettiği değerden almalıdır. Ancak böyle olursa meslektaşın hak ve menfaatlerini koruma konusunda refleks gösterebilir. Aksi halde Odalar ve TÜRMOB yarı memura dönüşür, meslektaşa yaslanan, sivil ve özerk bir yapı olmaktan çıkar.
Gelinen noktada zaten ne özerk, ne de demokratik bir meslek örgütünden söz edebiliriz. Hatta mevcut durumu ve mesleğin evrileceği durumu bile anlamaktan uzak, stratejik bakışı olmayan, tüm olumsuzlukları kendisinin dışında görme kolaycılığına kaçan Oda ve Birlik yönetimi anlayışları ile karşı karşıyayız.
Otuz yılı aşkın süre ile meslektaşlarımızın sorunlarını çözemeyen, çözme konusunda gerekli gayreti ve çabayı göstermeyen, hatta sorunların çözümü konusunda inancını yitiren mevcut yönetimlerin özeleştiri vermesi ve değişmesi gerekmektedir.
Meslek camiamızın çıldırtıcı sessizlikten vazgeçip kendi kaderine el koyması gerekmektedir.
Birlikte olmak dileğiyle...
Şerif YILDIZ
İzmir Meslektebirlik Başkanı